Türkiye'de bir dijital diziyle gündeme gelen gassalların yaşamları ve işleri, yazılı ve görsel medyada geniş yer buluyor. TRT Tabii platformunda yayınlanan dizi, gassallık mesleğini ve bu zorlu görevi yerine getiren insanları kamuoyunun dikkatini çekti. Yıllardır ölüleri son yolculuklarına hazırlayan bu fedakar insanlar, işlerinin zorluklarını ve manevi yükünü paylaşıyorlar. Dizinin yayınlanmasıyla birlikte gassallık mesleği hakkında merak artarken, platformun da izlenme oranlarında büyük bir sıçrama yaşandı. Bu durum, mesleğin toplumdaki algısının değişmesine ve daha fazla bilinirliğe kavuşmasına katkıda bulunuyor.

Zorlu Bir Mesleğin İnsan Yüzü

Elazığ Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğünde görev yapan gassallar, deneyimlerini ve yaşadıkları zorlukları anlattılar. Yavuz Kayadurmuş, 10 yıldır bu mesleği yapıyor ve amcalarının izinden gidiyor. Malatya ve Adana'da gassal olarak çalışan amcalarından gördüğü bu mesleği gururla icra ettiğini belirtiyor. Pandemi döneminde Covid-19 hastalarının cenazelerini de yıkamaya devam ettiğini, tutanak tutarak gerekli prosedürleri yerine getirdiğini söylüyor. İşini fedakarlıkla yaptığını, her cenazenin kendisine emanet olduğunu vurguluyor. Kayadurmuş, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde şehit olan bir askerin cenazesini yıkadığı anları da duygulu bir şekilde anlatıyor. Şehidin kanını gördüğünü, gözyaşları arasında görevinin başında durduğunu belirtiyor.

Rüyalarında Bile Cenazeler

Kayadurmuş, gassalların rüyalarının bile cenazelerle dolu olduğunu belirterek, mesleğin ruhsal bir yıpranmaya yol açtığını vurguluyor. Bu nedenle, cenazeleri yıkarken yüzlerine bakmamaya özen gösterdiklerini, ölümden sonra kendisini kimin yıkayacağını düşündüğünü ve ideal bir gassal tarafından yıkanamayacağını dile getiriyor. Mesleğin beyaz perdeye aktarılmasının ardından, bu filmde oynamayı arzuladığını da ekliyor. Muhammet Mücahit Ergen, 6 yıl önce babasının teşvikiyle gassal olmaya başladığını anlatıyor. İlk zamanlarda korkular yaşadığını ancak daha sonra alıştığını belirtiyor. Özellikle deprem sonrası eksik uzuvlu cenazelerle karşılaşmasının zor olduğunu, ancak zamanla bu duruma da alıştığını ifade ediyor. Genç ölümlerin ve intihar vakalarının kendisini uzun süre etkilediğini ve bazen rüyalarına girdiğini belirtiyor. Birinci derece akrabasının cenazesini yıkamanın zorluğunu da dile getiriyor.

Empati ve Özen: Gassalların Yaklaşımı

Serap Coşkun Budak ise 5 yıldır gassal olarak görev yapıyor. İlk zamanlarda üzüntü yaşadığını, ancak daha sonra empati kurarak işini daha sevmeye başladığını söylüyor. Aile yakınlarının cenazelerin yıkanmasında ısrarcı olabileceğini, sıcak su isteyebileceğini ancak suyun mutlaka ılık olması gerektiğini vurguluyor. Her cenazenin kendisi için eşit olduğunu belirterek, mesleğin zorluklarını ve kendine özgü atmosferini anlatıyor. Başka iş sektörlerindeki günaydınlaşmaların aksine, gassalların çalışmaya başladığı anda karşılarında acı dolu aileler ve tabutlar olduğunu söylüyor. Gassalların karşılaştığı zorluklar ve özverileri, bu mesleğin fedakarlık gerektiren yönünü bir kez daha ortaya koyuyor. Aile yakınlarının duygusal durumları da bu meslekteki zorlukları artırıyor. Türkiye'nin her köşesinde, bu fedakar insanlar ölüleri son yolculuklarına hazırlamaya devam ediyorlar.